İş Hukukunda Bordronun Önemi

Ücret Bordrosu/Maaş Pusulası Nedir

Kanundaki ismiyle maaş pusulası, daha çok bilinen adıyla ise ücret bordrosu, işverenin işçisine ödediği ücreti, vergilerin ve kesintilerin tamamını detaylı bir şekilde gösteren belgeye verilen isimdir. 4857 Sayılı İş Kanunu’na göre işverenler, istihdam ettikleri işçilerine her ay ücret hesabını gösterir ücret bordrosunu vermekle mükelleftiler. Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. Uygulamada ise çoğu zaman işçilere ücret bordosu verilmemekte veyahut verilse dahi işçinin imzası alınmamaktadır. Ücret bordolarında işçinin imzasının bulunup bulunmaması birbirinden tamamen farklı sonuçlara sebebiyet vermekte olup iş hukuku davalarında çeşitli hak yoksunluklarına neden olabilmektedir.

Ücret Bordrosunda İmza Zorunluluğu

Çalışma hayatında işçi ve işveren arasındaki karşılıklı edimlerin sonuçlarından biri de ücret bordrosudur. İş görme edimini yerine getiren işçiye ücret ödemekle yükümlü olan işveren bu ödeyeceği ücretin hangi kesintilerden geçtiği, bu kesintilerin oranları, işçinin mali hakları, fazla çalışma ve sosyal yardım gibi unsurların yer aldığı detaylı bir belgeyi düzenleyip işçisinin imzasına sunmaktadır. İşçi tarafından imzalanmış olan bordro kesin delil niteliğindedir ve bilgilerin aksi sadece yazılı delillerle ispat edilebilir bu yüzden işçi bordroyu imzalamadan önce bilgileri dikkatlice okumalı ve gerekirse ihtirazi kayıt koymalıdır. İmza hususu, ücret bordrosunda son derece yüksek önemi haiz olup işçinin iradesini ortaya koyan açıklamadır. Bordroya imza atan işçi, bordoda yazan ücret ve kesinti kalemlerini kabul etmiş sayılır ve aksi ancak irade sakatlığı halleri ile yazılı delillerle ispat olunabilir. Ücret bordrosu, işçilik alacakları haklarının tamamını ihtiva etmeyen işçi, bordroya imza atsa dahi ihtirazi kayıt niteliğinde bir şerh koymalıdır. Aksi taktirde kanun koyucu tarafından belki de en güçlü güvencelerle korunan işçinin ücret hakkı dahi kanuna tamamen uygun bir şekilde ihlal edilebilir.

Ücret Bordrosunda İhtirazi Kayıt Koymanın Önemi

İhtirazi kayıt, alacaklının borcun tam ifa edilip edilmediği yönündeki tereddütlerinin bir sonucu olup, kendisine geleceğe dair güvence sağlayan bir haktır. Sözlü olarak ifa sırasında öne sürülebildiği gibi yazılı olarak dilekçe şeklinde de sunulabilir. Uygulamada ispat kolaylığı açısından yazılı şekli daha yaygın kullanılmaktadır. İş hukukuna ilişkin davalarda ispat yükü çoğunlukla işveren üzerinde olup işçi üzerinde pek az ispat yükü bırakılmaktadır. Bunlardan fazla çalışma yapılması ve işbu çalışmanın ücreti ilk akla gelen işçilik alacağı kalemidir. İşçi fazla çalışma yaptığını ispatla yükümlü olup fazla çalışma yapıldığı taktirde bu fazla çalışmalara ödenen ücret bordolarda gösterilmelidir. Bununla birlikte gerçekte bordroda fazla çalışma karşılığı ödenen ücret kanuni nispette ödenir gösterilse dahi gerçekte durum faklı olabilmekte ve fazla çalışma ücreti hiç ödenmemekte veyahut normal çalışma saati tutarınca ödenebilmektedir. Bu gibi gerçeğe hilaf durumlarda işçi ücret bordrosuna ihtirazi kayıt niteliğinde bir şerh koymalı ve hakkını güvence altına almalıdır. Aksi taktirde imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir.

Ücret Bordrosunda İşçi İmzası Olmamasının Sonuçları

Ücret bordrosunda işçi imzası şart olmasa da İş Kanunu madde 37’ye göre ücret hesap pusulasının verildiğini ispatlama yükümlülüğü işverendedir. İşçinin imzasını taşımayan ücret bordroları kesin delil niteliğini haiz değildir. Bu bakımdan mahkeme nezdinde delil niteliği taşımamakta olup delil başlangıcı olabileceği doktrindeki baskın görüştür. İmzasız ücret bordolarının aksi her türlü delille ispatlanabilir. İdari yönden ise; Ücret hesap pusulasının işçiye verildiğinin ispat edilememesi halinde idari para cezası söz konusu olabilmektedir. İş müfettişleri hesap pusulasının verilmiş olması ve bunun ispatlanabilir nitelikte olmasını talep etmektedir. Meydana gelebilecek herhangi bir uyuşmazlıkta eğer işçi tarafından imzalanmış hesap pusulası işveren tarafından sunulamaz ise işçi, tanık ifadesi dahil her türlü delil ile iddiasını ispatlayabilmektedir, bu nedenle işveren bankadan ödeme yapıyor dahi olsa işçilerin hesap pusulalarını ayrı ayrı düzenlemeleri, ıslak imzalarını almaları ve dosyalarında saklamaları önemlidir.

Ücret Bordrosunda İşçi İmzasının Aranmadığı Haller

Sosyal Güvenlik Mevzuatı açısından bakıldığında banka aracılığıyla yapılan ödemelerde imza zorunluluğu aranmamaktadır. Bu konuya İş Kanunu ise 37.maddesinde “İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır. Bu pusulada ödemenin günü ve ilişkin olduğu dönem ile fazla çalışma, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücretleri gibi asıl ücrete yapılan her çeşit eklemeler tutarının ve vergi, sigorta primi, avans mahsubu, nafaka ve icra gibi her çeşit kesintilerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir.” şeklinde yaklaşarak işçinin imzasından bahsetmemiştir.